Lordlar Kamarası, Birleşik Krallık’a yasa dışı yollardan girmeye çalışanlara hapis cezası ve sonradan vatandaş olanların kendilerine haber verilmeden vatandaşlıktan çıkarılması gibi düzenlemeleri içeren mülteci yasasını onayladı.
Birleşik Krallık‘ta ‘mülteci karşıtı yasa tasarısı’ olarak nitelendirilen tartışmalı “Uyruk ve Sınırlar Yasa Tasarısı” parlamentonun üst kanadı olan Lordlar Kamarası’nda kabul edildi.
Tasarıyı sert şekilde eleştiren Londra merkezli Uluslararası Af Örgütü’nün İngiltere Mülteci ve Göçmen Hakları Direktörü Steve Valdez-Symonds, İngiliz hükümetinin uluslararası anlaşma Mülteci Sözleşmesi‘ni yırttığını ve mültecilere borçlu olduğu sorumluluğu utanç verici şekilde terk ettiğini dile getirdi.
Ülkeye yasa dışı yollardan girmeye çalışan göçmenlere hapis cezası verilmesi ve sonradan vatandaş olanların kendilerine haber verilmeden vatandaşlıktan çıkarılması gibi düzenlemeleri içeren tasarı, Lordlar Kamarasında 157’ye karşı 212 oyla kabul edildi.
Söz konusu tasarı, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth‘in onayıyla yasalaşacak.
İngiliz parlamentosu, Temmuz 2021’de iltica etmek maksadıyla ülkeye yasa dışı yollardan girmenin suç sayılmasını öngören tartışmalı yasayı gündeme getirmişti. Tasarı, düzensiz yollarla İngiltere’ye ulaşan herkese hapis cezası verilmesini öngörüyor.
Mültecileri taşıyan küçük teknelere müdahale eden yetkilileri olası cezai işlemlerden muaf tutan bir maddeye de yer verilen düzenlemenin, geri itmeler sırasında ölümlere yol açabileceği belirtiliyor.
Tasarıya sonradan eklenen bir madde ise sonradan vatandaş olan veya başka ülkelerle aile bağı bulunan İngiliz vatandaşlarının kendilerine haber verilmeden vatandaşlıklarının iptal edilmesinin önünü açıyor. Hükümet ise tüm tepkilere rağmen ayrımcı ve ırkçı bulunan madde konusunda geri adım atmadı.
Valdez-Symonds, şunları söyledi:
“Bu yasa tasarısının altında yabancı düşmanlığının yattığı çok açık. Baskı, işkence ve sömürü mağdurlarına karşı acımasız olduğu kadar, karşılaştıkları ırkçılık ve önyargıyı da sömürüyor. Bu yasa tasarısındaki iltica önlemleri uygulanırsa, sığınma hakkı olanlar, insan kaçakçılarına ve tacizcilere karşı daha savunmasız hale gelirken, İngiltere’nin itibarına leke sürülür.”